Drago Jancar ve Balkan Edebiyatına Dönüş


Bu yazı Muhayyel dergisinin Nisan 2019 sayısında yayımlanmıştır.

Slovenyalı roman, öykü ve oyun yazarı Drago Jancar’ın en iyi romanı kabul edilen O Gece Gördüm Onu Neşe Ay Başman çevirisiyle Dedalus Yayınları’ndan çıktı. Aşk teması üzerinde şekillenen, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Avusturya, Slovenya, Yugoslavya ve Bulgaristan bölgesinde geçen romanda çatışma ortamının etkileri insanların yaşam mücadelesi arka planda sürmektedir. Balkanlar ve Orta Avrupa bölgesinin kültürü, yaşayış biçimi de romanın içerisinde aksettirilmiştir. Trajik birçok aşk hikâyesinin anlatıldığı romanda savaşın insan üzerindeki psikolojik etkilerini de görmek mümkündür.

Romanın merkezinde yer alan Veronika; eğitimli, burjuva ve zeki birisidir. Savaştan ve politikadan nefret etmektedir. Ancak farklı iklimlere uyum sağlamakta zorlanmıştır. Kimliğini benimsemiş ve etrafına da bu durumu yansıtmıştır. Annesi Josipina, babası Peter’dir. Küçük yaşta babası Peter’i kaybetmiş ve annesiyle yaşamıştır. Süvari Binbaşı Sırp Stevan ile kocası aracılığıyla tanışır ve ondan at binmeyi öğrenir, bu esnada birbirlerine âşık olurlar. Alman tıp doktoru Horst, bir gazidir. Beethoven dinlemeyi çok sever ve o da Veronika’ya hayrandır. Jozi, Josipina’nın kâhyasıdır ve o da kahramanımıza âşıktır. Vito bir piyanisttir. Jeranek ise Leon’un şatosunda çalışan bir işçidir.

Romandaki beş bölümün her birinde farklı karakterler konuşmaktadır. Çoğul bakış açısının kullanılması yazarın olaylara ve nesnelere kesin yargılarla varmadığını da göstermiştir. Metindeki aşk hikâyesinin farklı yorumlarını okumak okuyucu nezdinde de düşündürücü bir etki yapacaktır. Asker, anne, doktor, kâhya, işçi gözünden okuduğumuz olayların akışı çeşitlenecek ve bir karnaval havası da yaratacaktır. Bu hâliyle metin bir modern roman görüntüsü vermiştir.
Romanın diline baktığımızda çeşitli biçemlerin kullanıldığı görülmüştür. Örneğin birinci bölümde Stevan hüzünlü, hayata karşı küskün ve zamanın getirdiği zorunlulukla değişim gösteren bir karakter olarak kendisini anlatır. İkinci bölümde annesi, kızının uzun süre ortadan kaybolmasının etkisiyle hüzünlü bir tavır takınır. Üçüncü bölümde Alman tıp doktoru aynı zamanda asker olan Horst bir sorgu sırasında konuşuyor gibidir. Savunma pozisyonunda kalması onun bu üslubu kullanmasına sebebiyet vermiştir. Dördüncü bölümde kâhya Jozi etrafındaki olaylara şaşırmış bir hâldedir. Mesleğinin getirdiği yaşantının diline yansıdığı görülür. İşçi Jeranek son bölümde yine bir sorgu esnasında konuşuyor edasındadır. Romanda yer yer şairane üslup kullanılsa da bütüne baktığımızda realist bir dil tutturulduğu görülür.

O Gece Gördüm Onu, bir anti-kahraman etrafında şekillenen olayların farklı gözlerden anlatılışı olarak yorumlanabilir. Aşk, sadakat, dostluk, ihanet, korku, vicdan azabı bir tarihin yazıldığı günlerde karakterlerin en yoğun yaşadığı duygular olmuştur. İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği yıkım ve coğrafyadaki izlerini görmekle birlikte Nazi Ordusu’nun da o bölgede insanlara yaşattıklarına tanık olunur. Slovenyalı yazarın bu atmosferi yaşattığını söylemek gerekir. Edebiyatımız iyi bir çeviri roman kazanmıştır.

Yorumlar