2010 Kuşağı Öykü Kanonu Soruşturması - 12: Batıkan Köse

"2010 Kuşağı Öykü Kanonu" adını verdiğimiz ve Türk öyküsüne dergilerde, kitaplarda hayat veren yazarlarımızla birlikte bir soruşturma gerçekleştiriyoruz. Öykücüler, hem kendilerini anlatacak hem de öykü anlayışlarının penceresindeki görünen dünyayı bize aktaracaktır. On ikinci soruştumamıza yanıt veren öykücü ve yönetmen adayı Batıkan Köse olacak. 1995 yılında İstanbul'da doğmuştur. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde TV Radyo Sinema bölümünde eğitimine devam etmektedir. Çektiği kısa filmlerle uluslararası ödüller kazanmıştır. Öyküleri Kitap-lık, Hece, Notos, Öykü Gazetesi dergilerinde yayımlanmıştır. İlk kitabı Şahsi Düşler ve Onur Kırıcı Gerçekler 2015'te İletişim Yayınları'ndan çıktı. Noktalı Virgülle Biten Kitap yine aynı yayınevinden 2017 yılında okura sunulmuştur. 2017 Resimli Türkçe Edebiyat Takvimi'nde bir öyküsü bulunmaktadır. 2015'te verdiği bir mülakatta "vazgeçmeyi sanat hâline getirmiş üniversiteli bir genç hakkında roman yazıyorum" ifadelerini kullanmıştır. ekşisözlük'te ise kendisinden "tolstoy'un eften püften bir yazar olduğunu ima eden yazardır" diye bahsedilmektedir.


1-Metinlerinizi var eden dil olan Türkçeye bir gün minnet borcunuzu ödemek için ne yapmak istersiniz?
Aslında minnet borcumu öykülerimi yazarken ödemeye başladım bile. Yazılarımı takip edenlerin bildiği gibi Türkçe takıntım vardır. Dilimizi sürekli nasıl daha etkili kullanabilirim, ona yeni ne katabilirim diye düşünürüm. Bunun üzerine "Sözcük Türetme Memuru" adlı bir öykü de kaleme aldım. Hüzündürücü, Ardıgüzel, Arkadaşlanmak gibi sözcükler türettim. Bunu yeni öykülerimde de sürdürmeye çalışıyorum. Yeni sözcükler türetmek, bunları öykülerin olay örgüsüne dâhil ederek Türkçeye katkıda bulunmak amaçlarımdan biri.

2-Türkçede öykünün şimdiki ve gelecekteki hâli nasıldır?
Türk öykücülüğü şu an gerçek hayatın gereğinden fazla içine girmiş durumda. Benim gibi gerçeği oyunlaştırmaktan zevk alan edebiyatçılar için bu durum rahatsız edici. Gelecekte bu karamsar havanın dağılacağına inanıyorum. Bunun için çalışıyorum da.

3-Öykü, hayatın neresindedir?
Yazar olarak yanıtlarsam öykü hayatın konserve hâlidir ve hayatın en arka rafındadır diyebilirim. Okur olarak yanıtlamam gerekirse öykü hayatın her yerindedir derim. Yazdıkça hayatta böyle nokta noktalar varmış der, oyunlaştırırım. Okudukça da evet hayat da böyle bir şeydir derim. Yazarken hayatta yaşamaya değer duyguları anlatırım. Okurken hayat yaşanılası bir şeymiş derim kendi kendime. Tek bir yanıt vermem gerekiyorsa; öykü hayatın konserve hâlidir ve hayatın en arka rafındadır.

4-Öykünün penceresinden Türk şiiri nasıl görünüyor?
Yakından takip edemediğim bir alan şiir, yine de güçlü diyebilirim Türk şiiri için. Şiirimiz için tek bir sıfat kullanmam gerekirse güçlü derim. Edebiyatımızın sağlam kalelerinden biri şiirimizdir.

5-Yeni medya, edebiyat ve sanata nasıl katkılar veriyor?
İcatlarla şekilleniyoruz, hayatımız değişiyor, hayatımızla da sanatımız değişiyor. Yenilikleri öykünün olay örgüsüne dâhil etmek benim için heyecan verici. Üç boyutlu yazıcılar, robotlar, video oyunları, sosyal mecralar her zaman öykülerimde kendine yer bulmuştur. Mektup öykülerin yerini e-posta öyküler alıyor, özler biçim değiştiriyor. Buna tanık olmak güzel bir his.

6-Türk edebiyatındaki eleştirinin icrası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yerli edebiyata yersiz bir eleştiri var. Türk öykücülüğü abartılı ve haksız eleştirilerle savaşıyor. En son ne zaman mantıklı bir eleştiri aldığımı anımsamıyorum. Ya yaşıma ya da öykümle alakasız bir yanıma eleştiri geliyor. Buna şaşırmıyorum, öfke dönemindeyiz. Eleştiriler eserlere yönelik olduğunda okuyucu daha çok yazara şans verecektir.

7-Yeryüzüne dayanabilmek, özgürlüğe kaçmak için ne/ler yapıyorsunuz?
Yazıyorum. Çiziyorum. Filmler çekiyorum. Müzik besteliyorum. Sanata sığınıyorum. Kendi dünyamı yaratıyorum. En önemlisi: Yarattığımı paylaşıyorum. Sığınağımı genişletiyorum. Gördüğüm yanlışların düzeltilebileceğine inanan insanların öykülerini yazıyorum. Özgürlüğü somutlaştırıyorum.

8-Politik düşünceniz bu ülkeye neler söylüyor?
Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nden alıntı yapmak istiyorum: “Memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”

9-Sanat muhalif midir?
Muhaliftir.

10-Bu sözcükler hakkında ne düşünüyorsunuz: Kader, gelecek, günah, ölüm, rüya, kayıp, zaman.
Kader, hiç inanmadım ama o bana hep inanmayı sürdürdü. Gelecek, beklemesi keyifli güzellikler. Günah, Zeus’un mızıkçılığı. Ölüm, anıların öznesiz kalışı. Rüya, öykü defterim. Kayıp, göreceli yokluk. Zaman, benim de günüm yirmi dört saatten oluşuyor Bill Gates’in de, harcadıkça değerlenen.

Yorumlar